Zeytin moruydu gece... Asırlık kent, dağarcığına yeni yaşam tortularını dolduruyor an an. Güneş biraz daha geç battı bugün. Gündüzler uzuyor, ısındıkça havalar. Isınan cisimlerin genleşmesi gibi . Ayakkabı boyacılarıyla ünlü kentin, tekmil boyacıları boya sandıklarını son kez yoklayıp eksiklerini tamamladılar. Yelkenli marka cilâ kutularını sıkıca kapattılar. Çocuklar... Yurtlu çocuklar... Kimsesiz,anasız babasız çocuklar. Topluca ders odalarından çıktılar. Ders çalıştılar. Şakalaştılar,gülüştüler bir saat boyunca. Nöbetçi öğretmen, sessizliği sağlamak için bağırdı, azarladı onları zaman zaman... Mektup yazdı kimisi,kimisi defterinde kuruttuğu gülü kokladı. Şiir yazanlar oldu özlemli, yarınlara... Sevgiliye iki satır mektuplar yazıldı,kenarları çiçekli. Sıcacık ana kucağı özleyenler oldu. Yatma zamanı gelmişti şimdi... ...